24 Ocak 2014 Cuma

Aşk Cahil Adamların İşi



Kadın dediğini koşulsuz seversin. Cahilce sevmen gerekirken. O seni cahilce sever.
Der ki "Aşığım sana" Dersin ki "Ben de sana çok aşığım"
 
Yanındayken ne dese susarsın, tutar öper susturur, geçiştirirsin, 'o hata yapsa bile'
Kaybetmekten korkarsın çünkü. Bakar, hödledikçe daha çok öpüp sarılıyorsun, ufaktan ayrılık dozlarını aşılar sana. Daha çok öpüp sarılırsın.
Çeker, gidersen eğer bir gün uzaklara. Unutma ki en yakın zamanda, tartıştığınızda ilk arkasını dönen o olur.
Gururlu varlıktır çünkü. Zaten onun uzağındayken onun hata yapma şansı yoktur. Hep sen yaparsın. Yapmadığını bir an olsun düşünebilsen dahi. Çünkü öpüp, sarılamazsın, kaybetme korkun tetikler seni.
Ama cahilce seven kadın, gururunu kibire teslim eder sen mağlubiyeti kabullendikçe.
Daha keskin sövmeye başlar artık, ailene de söver, kişiliğine de, tipine, cebine de.
Sonra dersin ki: "Beni hakediyor mu?" Ona karşı hiçbir zaman kendin olmayı başaramadığın için sorarsın bunu kendine. Cahilce sevip, özüm bu diyemediğin, hep onun mutlu olacağı şekilde biçimlere büründüğün için. Kendiğin olduğun gibi kabul ettirmeyi hiç göze alamadığın için.
Gururunu kırar, söyledikleri artık hakaret gelir, "ayrılık" naraları atar. Uzağındadır ya zaten, kudurursun.
Sonra dersin ki: Beni haketmiyor?" Bunu ona kabullendirmek için gerekirse kibirine karşı susar, gerekirse söversin.
Bakar ki, ciddisin, sevgin azalmış, sevgisinden şüphe duymuşsun, "dur bakalım nereye" der.
Tabiki de bu aşkı! bu noktaya getiren suçlu kişi sensindir.
"Öyle kolay değil" der. "Sen kolaylaştırdın" dersin. Mental olarak terketmeyi yeğlersin.
O da cahilce sevmekten vazgeçtiğini sana ispatlamaya çalışır.
Söylediğini tartar, davranışlarını sorgular; "Zannedersin."
Değişeceğine inanmak istemezsin, bazen istersin. Hayal kırıklığına uğrayacağın şüphesi içini kemirir. Güvenini sarsmış, kibirine yenilmiştir sana karşı çünkü.
Bir şans vermeni ister, verirsin. Yine hata yapar. Aynı şeyleri tekrarlar.
İkinci şansı ister, verirsin, daha beteri. İkiniz dışınızdakileri de karıştırır artık. İş çığırından çıkar.
Üçüncü şansı kendi de istemez zaten. Gururu izin vermez. Çünkü en baştan beri tek sorun olan o gururu sana karşı asla ezilemez. Gerçeğini görür, bilir.
Ve gider. Öyle sessizce değil. Cahilce; sayıp söverek, hayattaki sahip olduğun her şeyine...
Cahilce sevemediğin için, bu aşk burada biter.
Ama ilerisi için en doğrusunun cahilce sevmeden mental olarak anlaşabilmek olduğunu öğretir sana.

Ama öyle ya da böyle aşk cahil adamların işi... Sorgulama düşünme takma dert etme an'ı yaşa.
Ama şunu unutma erkek ırkı, terkeden yine sen olursun.
Sosyal çevresine senin onu suçladıklarını değil, seni suçladığı olay ve konuları anlatarak bu terkedilişi meşrulaştırmaya çalışır.
"Ben ona karşı şu boku yedim" dediğini asla duyamazsın.
Dedik ya gurur, kibir diye.

Sonra düşünürsün. Dersin ki. Yaşattığım yanına kar kaldı. Bana ihanetten başka ne kaldı.
Harcadığın emekler aklına gelir, zamanla anlamsızlaşır. Ve dersin ki, ne boktan yıllarmış, gençliğimizden gitmiş.Onun için vazgeçtiğin şeyler aklına gelir, üzülürsün.
Seni sen yapan değerlerinden ettiğin fedakarlıkları...
Seni hakedeni düşündüğün başkalarına gitmiş, cahilce sevmeye, sevilmeye.
Sen akıl mantık sorgulamadan, cahilce sevmeyi beklerken...
Zaten önceliklerin değişmiştir, ölürcesine bir kadını beklemezsin...
Gelirse sevmen gerektiği gibi yine seversin.

Sevmesini bilmiyorsan, sevmesini bileni cahilce sevmeyeceksin.
Ya sevmesini bileceksin, ya da cahilce kendini sevdirebilmeyi...

BECEREMİYORSAN DA "BENİ BIRAKTI" NARALARI ATMAYACAKSIN KARDEŞİM...
Yoluna devam edeceksin.
Hakettiğin şekilde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder